Prostat nedir?
Prostat, bir pinpon topu büyüklüğünde, yumuşak bir bezdir. Mesanenin altında ve rektumun önünde yer alır. Prostat yapısal olarak birkaç anatomik bölgeye, ya da zonlara ayrılır. Prostat kanserlerinin büyük kısmı, prostatın arka tarafında rektuma yakın olan periferik zonda başlar. Bu yüzden, prostatın bu kısmı parmakla rektal muayenede rahatlıkla hissedilebilir. Bu yönüyle parmakla rektal muayene ile prostatın incelenmesi, faydalı bir tarama testi olarak kabul edilir.
İçerik
- Prostat nedir?
- Prostat Kanseri Nedir?
- Prostat Kanseri Belirtileri
- Prostat Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?
- Prostat Biyopsisi Nedir?
- Prostat Kanseri Evreleri
- Prostat Kanseri Tedavisi
- İleri Evre (Metastatik) Prostat Kanseri Tedavi Seçenekleri
- Prostat Kanseri Tedavi Sonrası Yaşam Kalitesi
- Prostat Kanseri Sonrasında Yaşam Tarzı Değişiklikleri
- Prostat Kanseri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Prostat Kanseri Nedir?
Prostat kanserinin tanı ve tedavi seçeneklerini doğru bir şekilde anlamak için, kanserin nasıl büyüdüğünü bilmek önemlidir. Normal bir prostat, gelişimi ve günlük fonksiyonları sırasında androjenler (testosteron ve dihidrotestosteron – DHT gibi) kullanır.
Prostat kanseri geliştikten sonra, bu kanser hücreleri de büyüme yakıtı olarak androjenleri kullanmaya devam eder. Bu yüzden, özellikle ileri evre prostat kanseri tedavisinin temel taşlarından biri, androjen seviyelerini düşürmeyi amaçlayan hormon tedavisidir.
- Androjenler: Erkek üreme sisteminin fonksiyonları ve bazı erkek özelliklerinin gelişimi için önemli olan hormonlardır.
- Grade (Derece): Prostat kanseri hücrelerinin mikroskop altında ne kadar anormal göründüğünü ifade eden bir ölçüttür. Kanserin büyüme hızı ya da yayılma potansiyeli hakkında öngörüde bulunmak için kullanılır.
Prostat kanserinin büyüme ve yayılma hızı, kanser hücrelerinin derecesi ile doğrudan ilişkilidir. Bu durum, Gleason skoru dediğimiz skorlama sistemi ile ya da ISUP (Uluslararası Ürolojik Patoloji Derneği) sınıflama sistemi ile değerlendirilir.
- Gleason Skoru: Kanser hücrelerinin normal hücrelerden ne kadar farklılaştığını gösterir. 6 düşük risk, 7 orta risk, 8-10 yüksek risk olarak değerlendirilir.
- ISUP Sınıflaması: Prostat kanseri riskini belirlemek için kullanılan ve 1’den 5’e kadar derecelendirilen bir sistemdir; 1 en düşük, 5 ise en yüksek risk düzeyini temsil eder.
Prostat Kanseri Belirtileri
Prostat kanserinin belirtileri erken evrelerde pek görülmez. Prostat kanseri, kitle çevre organlara baskı yapana kadar yani mesaneye, idrar kanallarına ya da rektuma baskı yapana kadar erken dönemde herhangi bir belirtiye neden olmayabilir. İlerlemiş olgularda yani metastaz yapmış hastalarda ise yaygın kemik ağrıları, sırt ağrısı, kilo kaybı, bulantı, kusma, iştahsızlık gibi belirtilerle de hasta başvurabilir.
Sık görülen prostat kanseri belirtileri:
- Geceleri daha sık olan sık idrara çıkma ihtiyacı
- Acil idrara çıkma ihtiyacı
- İdrarı başlatmakta zorlanma
- İdrar yaparken zorlanma ve idrar yapma süresinin uzun olması
- İdrar akış hızında azalma
- İdrar kesesini tam boşaltamamış hissetme
- İdrarda ya da menide kan görme
- İlerlemiş hastalarda yaygın kemik ağrıları, sırt ağrısı, kilo kaybı, bulantı, kusma, iştahsızlık

Prostat Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?
Prostat kanseri, herhangi bir belirti göstermediği durumlarda bile PSA (Prostat Spesifik Antijen) testi ve Parmakla Rektal Muayene (DRE) ile tespit edilebilir. Bu yöntemler, hastalığın erken evrede yakalanmasına olanak tanır, bu da tedavi başarısını artırır ve yan etkileri azaltır.
- Parmakla Rektal Muayene (DRE): Doktor, kayganlaştırıcı vazelin kullanarak rektuma parmağını yerleştirir ve prostatın büyüklüğünü, şeklini ve sertlik olup olmadığını kontrol eder.
- PSA Testi: Aç ya da tok farketmez kolunuzdan alınan bir kan örneğiyle PSA değeri ölçülür. PSA seviyesi 3.0 ng/mL’nin altında genellikle “normal” kabul edilir. Ancak, normal değerlendirmenin yapılabilmesi için aşağıdaki unsurlar da göz önünde bulundurulmalıdır:
- Hastanın yaşı
- Prostatın büyüklüğü
- Daha önceki PSA test sonuçları
- Diğer tıbbi durumlar (BPH veya prostatit gibi)
- PSA seviyesini düşürebilecek ilaçlar (örneğin; Finasterid veya Dutasterid)
- İdrar yolu enfeksiyonları veya prosedürler
- Multiparametrik prostat MR: Prostat içerisindeki şüpheli tümöral alanları belirler; bu alanların bir risk skorlaması yapılır ve füzyon biyopsi aşamasında bu alanlardan parça alma konusunda yol haritası sunar.
Ertelemeyin, Hemen Görüşelim!
- Feneryolu Bağdat Caddesi No 85/1 Posta Kodu: 34724 Kadıköy/İstanbul - Türkiye
Biyopsi ile Tanı Koyma
Yüksek PSA seviyesi, doktorun prostat kanserinden şüphelenmesine yol açsa da, sadece PSA testi kesin tanı koymaz. Erken uyarı niteliği taşıyan PSA testi, ek incelemelerin gerekip gerekmediğini ortaya koymada yardımcı olur. Genelde prostat biyopsisi yapılır.
Prostat Biyopsisi Nedir?
Erkeklerde en sık görülen kanser türü olan Prostat kanserini tespit etmenin tek yolu prostattan biyopsi almaktır. Muayene, laboratuvar ve görüntüleme yöntemleri sonucunda prostat kanserinden şüphelenilen durumlarda prostattan biyopsi alınması gerekmektedir. Prostat biyopsisi klasik ve füzyon biyopsi olarak iki şekilde yapılabilmektedir. Klasik yöntemde, lokal anestezi uygulanarak ultrason rehberliğinde prostatın belirli bölgelerinden genellikle 12 doku örneği özel bir iğne ile alınır.
Prostat Füzyon Biyopsi Nedir?
Prostat Füzyon Biyopside, daha önce çekilen MR’da prostatta görülen kanser açısından şüpheli alanlar belirlenir ve bu alanların ultrasondaki görüntü ile füzyonu yani üst üste getirilerek birleştirilmesi hemen işlem öncesi gerçekleştirilir. Füzyon biyopside işte bu şüpheli alanlardan yine anestezi eşliğinde ve direkt görüş altında hedefe yönelik parça alma işlemi gerçekleştirilir. İşlem yaklaşık 20-30 dakika sürer ve işlemden sonra hastanede yatış gerekmemektedir.
Prostat Füzyon Biyopsisinin Avantajları Nelerdir?
- En önemli avantajı klinik olarak önemli prostat kanserini klasik yönteme göre daha iyi saptayabilmesidir.
- Füzyon biyopsi genellikle hasta uyutularak anestezi altında yapılmaktadır. Bu nedenle hasta işlem sırasında hiçbir rahatsızlık ya da ağrı duymaz. Klasik biyopsi ise sıklıkla lokal anestezi altında yapılır.
Perineal Füzyon Biyopsi Nedir?
Prostat füzyon biyopsisi, transrektal ve perineal yöntem olarak iki yöntemle de yapılabilmektedir. Transrektal yöntemde biyopsi iğnesi makattan geçirilerek prostattan parçalar alınırken perineal yöntemde iğne, perineal bölge dediğimiz anal bölgenin hemen üzerinde yer alan cilt bölgesinden geçirilerek parçalar alınır.
Perineal Füzyon Biyopsi Avantajları Nelerdir?
- Perineal biyopsi yöntemi, enfeksiyon ve sepsis gibi ciddi komplikasyonların görülme riskini yaklaşık 10 kat azaltır.
- Transrektal yöntemle ulaşılamayan prostatın ön tarafındaki tümöral odakların örneklemesi daha iyi yapılır.
Prostat Kanseri Evreleri
Prostat kanseri evresi, kanserin yayılma derecesini gösterir ve tedavi planının belirlenmesinde kritik bir rol oynar.
Evreleme, dört ana bileşene dayanır:
-
PSA Seviyesi:
Kan testiyle ölçülür ve elde edilen güncel sonuçlar doktorunuz tarafından değerlendirilir.
2.Grade (Derece):
Biyopsi ile elde edilen doku örnekleri patolog tarafından mikroskopla incelenir ve bir derecelendirme yapılır.
Gleason Skoru: Klasik skorlama sistemidir. 6 ila 10 arasında değişen bir skor verilir. (6 düşük risk, 7 orta risk, 8-10 yüksek risk)
ISUP Sınıflaması: 2014 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından yeniden düzenlenmiştir. 1’den 5’e kadar sıralanır.
ISUP Derece Grubu | Gleason Skoru |
---|---|
1 (Düşük) | ≤ 6 |
2 (Orta - Favorabl) | 7 (3+4) |
3 (Orta - Unfavorabl) | 7 (4+3) |
4 (Yüksek) | 8 |
5 (Çok Yüksek) | 9–10 |
3.Tümör Evreleme (T-Stage):
- T1: Muayene ya da görüntüleme ile saptanmamış şüphe üzerine yapılan biyopside tespit edilmiş tümör.
- T2: Parmakla muayene sırasında fark edilebilen nodüller.
- T3: Prostat kapsülünün dışına taşmış tümör.
- T3a: Kapsül dışına çıkmış fakat seminal veziküllere yayılmamış.
- T3b: Seminal veziküllere yayılmış.
- T4: Rektum veya mesaneye invazyon yapmış ileri evre tümör.
4.Metastaz Durumu (N ve M Evreleri):
- N (Lenf Düğümü): Lenf bezlerinde kanser olup olmadığını gösterir.
- M (Metastaz): Kanserin kemik veya diğer organlara yayılımını ifade eder.
- Yüksek riskli hastalarda (PSA >20, Gleason 8-10, T3 veya T4 evresi) görüntüleme istenir.
Prostat Kanseri Tedavisi
- Tedavi gereksinimi
- Aile genetiği
- Biyopsi ve muayene sonuçlarına göre risk düzeyi
- Kişisel tercihler ve yaşam tarzı
- Tedaviye bağlı riskler ve yan etkiler
1. Aktif İzlem
Aktif İzlem, prostat kanserinin yavaş ilerlediği hastalarda, hemen cerrahi veya radyoterapi yapılmaksızın düzenli olarak takip edilmesini amaçlar. Yıllık PSA testi, parmakla rektal muayene (DRE) ve gerekirse biyopsi ile hastalık izlenir. Hastalıkta ilerleme tespit edilirse tedavi seçenekleri değerlendirilir. Aktif İzlem İçin Kimler Uygundur? Aktif İzlem için uygun kriterler:- Derece Grubu 1 (Gleason Skoru 6),
- PSA <10,
- Kanserin prostatla sınırlı olması,
- Biyopside çok az sayıda odakta kanser bulunması.
⇒İdeal aday: Düşük riskli prostat kanseri olan genç veya orta yaşlı erkekler.
2. Cerrahi Yöntemler
Açık Radikal Prostatektomi
-
- Geleneksel cerrahi yöntemdir.
- Alt karın bölgesine kesi yapılarak prostat tamamen çıkarılır.
- Bazen prostat, skrotum ile anüs arasındaki bölgeden (perineal yol) de çıkarılabilir, ancak bu teknik nadiren kullanılır
Laparoskopik (Robotik Yardımlı) Radikal Prostatektomi
- Son 10 yılda popüler hale gelmiştir.
- Karın bölgesine birkaç küçük kesi yapılır.
- Cerrah, robotik kolları kullanarak yüksek hassasiyetle operasyonu gerçekleştirir.
- Kamera ve cerrahi aletler bu küçük kesilerden içeriye yerleştirilir.
- Çalışmalar, robotik cerrahinin açık cerrahiye kıyasla daha kısa iyileşme süresi sunduğunu göstermektedir.
Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci
- Ameliyat sonrası hastanede 2-5 gece kalınır.
- Genellikle evde, 7 ila 14 gün arasında idrarın düzgün akışı için kateter kullanılır.
- İlk haftalar ve aylarda idrar kaçırma (inkontinans) yaygındır.
- Genellikle ilk yıl içinde bu durum düzelir, ancak bazı hastalar için kalıcı olabilir.
- İdrar tutmayı sağlamak için Kegel egzersizleri önerilir.
- İlk 2 ay boyunca ağır kaldırma, ağırlık çalışması gibi fiziksel aktivitelerden kaçınılmalıdır.
3. Radyoterapi
Radyoterapi bazen hormon tedavisiyle kombine edilirken, cerrahi genellikle hormonal tedaviyle birlikte uygulanmaz.4. Diğer Alternatif Tedavi Seçenekleri:
Son yıllarda bazı yeni tedavi seçenekleri de ortaya çıkmıştır:- Kriyoterapi: Kanserli hücrelerin dondurularak yok edilmesini amaçlar.
- Yüksek Yoğunluklu Odaklanmış Ultrason (HIFU): Yüksek yoğunluklu ses dalgalarıyla tümör hücrelerini yok eder.
- Nanoknife yöntemi, klinik olarak önemsiz kabul edilen küçük hacimli ve düşük riskli prostat kanserlerinin tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca, pankreas ve karaciğer tümörlerinde de uygulanan bu teknik, prostat kanserinde de güvenli şekilde kullanılmaktadır.Nanoknife yönteminde özel elektrotlar, ultrason yardımı ile prostatta bulunan tümörün çevresine yerleştirilir ve bu elektrotlara sırayla çok yüksek dozda ancak kısa süreli elektrik akımı verilir. Bu bölgede elektromanyetik bir alan oluşturululur ve hücre duvarı geçirgenliği kalıcı olarak artar. Bu şekilde tümör hücreleri canlılıklarını kaybederler.
İleri Evre (Metastatik) Prostat Kanseri Tedavi Seçenekleri
İleri Evre Prostat Kanseri Nedir?
Metastatik prostat kanseri, kanser hücrelerinin prostatın dışına çıkarak lenf bezlerine, kemiklere veya diğer organlara yayılması ile karakterizedir. Prostat kanseri sıklıkla ilk kemiklere metastaz yapar (%85-90 oranında). Ancak nadir olarak karaciğer, akciğer veya beyne de yayılım gösterebilir.Birincil Hormon Tedavisi
Prostat kanseri hücreleri, büyümek için testosteron gibi androjenlere ihtiyaç duyar. Bu nedenle metastatik prostat kanserinde testosteron seviyelerini düşürmek amacıyla hormon tedavisi uygulanır.Aralıklı Hormon Tedavisi
Aralıklı hormon tedavisinde hormon baskılama tedavisi belirli aralıklarla durdurulup yeniden başlatılır.- Buradaki amaç, tedaviye bağlı yan etkileri en aza indirirken, etkinliği korumaktır.
- Hormon tedavisi sırasında PSA seviyeleri düşer; bir süre sonra tedavi durdurulur ve PSA yükselmeye başladığında tekrar başlatılır.
- Yan etkilerin daha az hissedilmesi (örneğin, sıcak basması, libido kaybı).
- Kemik yoğunluğu üzerindeki olumsuz etkilerin azalması.
- Hormon tedavisine sürekli yanıt alınamayabilir.
- Bazı çalışmalarda sürekli tedavi kadar etkili olmadığı gözlemlenmiştir.
Prostat Kanseri Tedavi Sonrası Yaşam Kalitesi
İdrar Kontrolü
- İdrar Kaçırma (İnkontinans): Prostatektomi veya radyoterapi sonrası geçici veya kalıcı idrar kaçırma görülebilir.
- Stres İnkontinansı: Öksürme, hapşırma veya gülme sırasında idrar kaçırma.
- Acil İnkontinans: Ani idrar yapma ihtiyacı hissi.
Tedavi Önerileri:
- Kegel Egzersizleri: Pelvik taban kaslarını güçlendirmek amacıyla önerilir.
- Biyofeedback Terapisi: Kasları doğru çalıştırmayı öğrenmek için uygulanır.
- İlaç Tedavisi: Mesane kaslarını kontrol etmeye yardımcı olabilir.
- Cerrahi Seçenekler: Yapay üriner sfinkter veya askı ameliyatları (sling) ciddi durumlarda uygulanabilir.
Cinsel Fonksiyon
- Cerrahi ve radyoterapi sonrası ereksiyon kaybı yaygındır.
- Nörovasküler demetlerin hasar görmesi, ereksiyon yeteneğini etkileyebilir.
Tedavi Seçenekleri:
- Oral İlaçlar: Viagra (Sildenafil), Cialis (Tadalafil), Levitra (Vardenafil).
- Enjeksiyon Tedavileri: Alprostadil doğrudan penise enjekte edilir.
- Vakum Cihazları: Penis içine kan akışını artırır.
- Penil Protezler: Kalıcı çözüm sağlayan cerrahi implantlardır.
- Penis Rehabilitasyonu: Kan akışının düzenli olması için tedavi sonrası başlanan programlardır.
Hormon Tedavisinin Uzun Dönem Etkileri
Hormon tedavisi sonrası bazı yan etkiler kalıcı olabilir:- Kas kaybı ve güçsüzlük
- Kemik yoğunluğu kaybı (osteoporoz)
- Libido kaybı ve cinsel işlev bozukluğu
- Diyabet ve kalp hastalığı riski
Öneriler:
- Düzenli egzersiz programları
- Kalsiyum ve D vitamini takviyesi
- Kemik yoğunluğunu artıran ilaçlar (Zoledronik Asit, Denosumab)
Psikolojik Destek ve Ruh Sağlığı
Prostat kanseri tedavisi sonrası psikolojik etkiler sıkça görülür:- Kaygı ve depresyon
- Tedavi sonrası "yeniden kanser gelişir mi?" korkusu
- Cinsel işlev kaybının getirdiği özgüven eksikliği
Destek Seçenekleri:
- Psikolojik danışmanlık ve terapi
- Destek gruplarına katılım
- Mindfulness ve stres yönetimi teknikleri
Prostat Kanseri Sonrasında Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Beslenme Düzeni
- Antioksidan içeriği yüksek besinler: Domates (likopen), brokoli, yeşil yapraklı sebzeler.
- Yağsız proteinler: Balık, beyaz et, baklagiller.
- Lif oranı yüksek gıdalar: Tam tahıllar, sebzeler ve meyveler.
- Şeker ve doymuş yağlardan kaçınma: İşlenmiş gıdalar yerine doğal ve taze besinleri tercih etmek gerekir.
Egzersiz ve Fiziksel Aktivite
- Yürüyüş, bisiklet, yüzme gibi haftada en az 150 dakika olacak şekilde orta düzeyde egzersiz önerilir.
- Ağırlık egzersizleri, kas kütlesini korumak ve kemik yoğunluğunu artırmak için önemlidir.
- Düzenli egzersiz, hem depresyon riskinizi azaltır hem de enerji seviyelerinizi artırır.
Sigara ve Alkol Tüketimi
- Sigara, prostat kanserinin nüks etme riskini artırır; tedavi sonrası bırakılması şiddetle önerilir.
- Alkol tüketimi minimum seviyede tutulmalıdır; özellikle yoğun tüketimden kaçınılmalıdır.
